Social Icons

Pages

11 Mayıs 2013 Cumartesi

Selülitten kurtulmak için yapılması gerekenler

Dr. Cafer Abbasoğlu, yaz aylarında nasıl denize gireceğini, nasıl rahatça etek giyeceğini' düşünen bayanların zahmetsiz bir yöntemle selülitlerinden kurtulduğunu söyledi.


Selülitin bayanlarda hiç de azımsanmayacak oranda görülen, cilt altında yağ hücrelerinin artıp bağ doku bantlarının deriyi germesiyle meydana gelen bir dolaşım bozukluğu hastalığı olduğunu ifade eden Dr. Cafer Abbasoğlu, cilt altı bölgede oluşan sertleşme sonucu portakal pütürü gibi gözüken selülitlerin özellikle kalça çevresi, üst baldır, alt baldırda oluştuğunu söyledi. Abbasoğlu, ayrıca vücuttan atılmayan toksin, yağ ve fazla suyun cilt altında sıkışmasıyla oluşan bozuk görüntünün dolaşım bozukluğundan kaynaklanan bir rahatsızlık olduğunu kaydetti. Abbasoğlu, selülitin oluşumunda etkili olan sebepleri ise şöyle sıraladı: "Yanlış beslenme, hormonal ve kalıtımsal nedenler, kronik kabızlık, doğum kontrol hapı kullanımı, alkol tüketimi, karaciğer disfonksiyonu, ruhsal problemler, gebelik ve dolaşım bozukluklarıdır."Selülitin şişman ya da zayıf ayrımı yapmaksızın ergenlik döneminden itibaren hormonal değişikliklerin etkisiyle her yaş grubunda ortaya çıkabilen yağ hücrelerinin deformasyonuyla ilgili bir sağlık sorunu olduğunu kayden Abbasoğlu, "Ancak, alınabilecek bazı önlemler selülit oluşumunu engelleyebilir. Bol su içmek, vücudun sıkılaşmasını sağlayarak dolaşımı hızlandırmak için düzenli spor yapmak, sigara ve alkol kullanmamak, stresten uzak durmak, düzenli ve sağlıklı beslenmek, tuz, şeker ve kafeinden uzak durmak, bol protein tüketmektir." Sıralanan önlemlerle selülitten büyük ölçüde uzak durmak mümkün olmasına rağmen yine de selülitle tanışmayan bayanın yok denecek kadar az olmasının sorunu çözecek farklı yöntemleri de beraberinde getirdiğini ifade eden Dr. Abbasoğlu, günümüzde basınç terapi, vakum terapi ve mezoterapi gibi farklı yöntemlerin uygulandığını ancak en zahmetsiz ve bilinçli yöntem olarak sklero-sellüloterapinin çirkin selülit görüntüsünü büyük ölçüde ortadan kaldırdığını söyledi. Dr. Abbasoğlu sözlerini şöyle tamamladı. "Ortalama 15 dakika gibi kısa bir sürede uygulanan tedavide kişinin cilt yapısına göre seçilen sklerozan ve cildin tanımlanmasına göre seçilen hipertonik solüsyon karıştırılarak köpük şeklinde büzüştürücü ilaçlar damar içine verilerek, damarların büzüşme yapıp kapanmasını sağlar. Özellikle üst baldırda ve kalça çevresinde damar içinden cilt altına ve damar çeperinden çevre dokuya dağılarak selülit kümelerini etkiler, böylece selülit görüntüsünü büyük ölçüde yok eder. Uzman hekim tarafından tek seanslık işlem sonucunda komplikasyonsuz, uzun süren diyet ve uygulamalara gerek kalmadan, bayanların yüzünü güldüren bu yöntem uygun maliyetinden ötürü de son yıllarda selülit tedavisinde en çok tercih edilen yöntem olma özelliğini koruyor."

23 Nisan 2013 Salı

Her yemeğe maydanoz


Her girdiği yerde bir tutam lezzet bırakan maydanoz, aleyhinde hemen hemen hiç konuşulmayan bir bitki.
Maydanoz, C vitamini, E vitamini, B grubu vitaminlerden folik asit, A vitamini yönünden çok zengindir. Taze yenen 8-10 dal (20 gram kadar) maydanoz, yetişkinlerin bir günlük  C vitamini ihtiyacının yarısını karşılar. Halk arasında mide bulantısı giderici, böbrek taşlarını düşürücü olarak, ayrıca kansızlıkta, halsizlikte, bağırsakların çalışmasında, diş eti kanamasının önlenmesinde, yaraların kapanmasında, romatizmada sıkça yararlanılıyor. Maydanoz aynı zamanda iştah açıyor, ateş düşürüyor. Kadınlarda adet düzenliyor ve organizmayı zehirlerden arındırıyor. Bu yüzden karaciğer karaciğer hastalıklarına, sarılığa, egzamaya, selülite, romatizmaya, gut hastalığına ve idrar yolları taşlarına karşı tavsiye ediliyor.
Ayrıca kaynatılıp içildiğinde ve cilde kaynatılmış maydanoz suyuyla pansuman yapıldığında sivilcelere iyi geliyor. Yine maydanoz suyuyla gözlere pansuman yapıldığında gözdeki iltihaplanmaları önlüyor ve yanmayı geçiriyor. Sirkeli maydonuz suyuyla yıkandığında saçların uzaması hızlanıyor.
İster çiğ olarak tüketin, ister yemeğinizi ocaktan indirmeden bir tutam maydanoz ekleyin. Evinizin balkonunda bir saksıya diğer çiçeklerin yanına bir demek maydanoz ekmenin evinize neşe katacağını da unutmayın...

17 Nisan 2013 Çarşamba

Yüz Kızarıklığında (Rozasea) Ebegümeci Bitkisi 3

Yüz Kızarıklığında (Rozasea) Ebegümeci Bitkisi 3

rozasea, burun ve yüz bölgesinde kızarıklık, sivilce, gül hastalığının ilacı, gülleme hastaliği, rozasea hastalığı, rozasea hastalığı tedavisi, ebegümeci, Sindirim sistemi ülserleri, göz kızarıklığı, gastrit, mesane iltihabı, mide ve bağırsak mukoza iltihabı, göz kuruluğu,
Rozasea (Gül hastalığı) genellikle 30?lu yaşlarda başlayan bir cilt hastalığıdır. Rozasea hastalığı, gül hastalığı, gülleme olarak da bilinmektedir. Yüz, özellikle de burun bölgesindeki kızarıklık, ve sivilcelerle kendisini belli eder. Rozesea rahatsızlığının nedeni tam olarak bilinmemektedir, Rozasea (Gül hastalığı) nedeni B vitamini eksikliği, alkol, sıgara tüketimi ve depresyon olarak sayılsa da,. Rozasea (Gül Hastalığı) özellikle burun çevresi kızarıklarından yakınanların ortak özelliği mide ve sindirim problemlerinin de olmasıdır. Bir ortak özellik ise gözde yanma ve güneş ışığına karşı hassasiyettir. Rozasea hastalığı, kişilerde psikolojik, sosyal ve fiziksel sorunlar yaratmaktadır.

EBEGÜMECİ:
Yol kenarları ve eski duvar kıyılarında, harabeliklerde ve insanların yaşadıkları yer yakınlarında, çiçek ve sebze bahçelerinde yetişir. Anadolu'da bir çok türü yetişmekte olup çiçek ve yaprakları ayırım yapılmaksızın "Ebegümeci" olarak adlandırılır.

Ebegümeci, sapları, çiçekleri ve yapraklarında jelimsi bir madde içerir. saplar, yapraklar ve çiçekleri Haziran - Eylül ayları arasında toplanır. Bitki kurutulduğunda bazı özelliklerini yetirmesine rağmen kuru olarakta kullanılabilir.

Hazırlanışı: Bir su bardağı ılık suya, yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış Ebegümeci bitkisi (1 Litre suya, 3 tatlı kaşığı) eklenerek 1 gece demlemeye bırakılır ertesi gün süzülerek hafifçe ısıtılır.

Rozasea (Gülleme)hastalığının yol açtığı kızarıklıkların bulunduğu burun ve çevresi ve gözlere bir pamuk yardımıyla kompres yapılır. Yine bu su günde 2 çay bardağını geçmeyecek şekilde yudumlanarak içilir, ağız bu suyla gargara yapılır.

Nefes darlığına yol açan akçiğer amfizemi, ebegümeci çayı ile iyileştirilebilir. Bu durumda günde 3 bardak çay içilmeli, süzüldükten sonra geriye kalan bitki çiçek ve yaprakları ısıtılarak akciğerlerin üstüne gelecek biçimde göhüs üstüne kompres yapılmalıdır.

Göz kuruluğu ve yanmalarında ebegümeci çayı banyosu ve kompresi uygulandığında mükemmel sonuçlar alınabilir.

Ebegümeci çayı, mukoza iltihaplarında, gastrit, mesane iltihabı, mide ve bağırsak mukoza iltihabında ve solunum yolu iltihaplarında etkilidir.

Akciğer balgamlarında, öksürük ve ses kısıklıklarında faydalıdır. bademcik iltihaplarında ve ağız kuruluğunda ebegümeci çayı çok başarılıdır.

Ebegümeci çayı damar iltihaplarından kaynaklanan yaralarda, çıbanlarda, şiş ayak ve ellerde kullanılır. Bu durumlarda ayak ve el banyoları yapılmalıdır.

Sindirim sistemi ülserlerinde arpa ile karışık çorba içilmesi çok iyi sonuç verir. arpa kaynatılır ve soğuduktan sonra bitki yaprakları eklenir ve bu çorba içilir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız